1915 olayları için Biden’dan “soykırım” ifadesi

+A -A
16:53 26-04-2021
Aklayanlar

Joe Biden, eski Başkan Reagan’dan sonra 1915 olaylarına “soykırım” diyen ikinci Amerikan başkanı oldu. Biden’ın açıklaması, ailesi Anadolu’dan göç eden ABD’li televizyon yıldızı Kim Kardashian, Ermenistan Başbakanı Paşinyan gibi isimlerce olumlu karşılandı.

Biden’ın 24 Nisan 2021 tarihli anma konuşmasından:
“Hayatta kalanların birçoğu dünyanın çeşitli yerlerinde yeni evler ve yeni hayatlar bulmak zorunda kaldı. Bu yerlerin arasında ABD de vardı. Kuvvet ve direnç ile Ermeni halkı ayakta kaldı ve toplumlarını tekrar inşa etti. Geride kalan yıllarda Ermeni göçmenler ABD'yi sayısız yönde zenginleştirdi, ancak atalarını bizim kıyılarımıza getiren trajediyi unutmadı. Hikayelerini onore ediyoruz. Acılarını görüyoruz. Tarihi kabul ediyoruz. Bunu kimseyi suçlamak için değil ancak tarihin tekerrür etmediğinden emin olmak için yapıyoruz.”

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan açıklamanın Ermeni halkı tarafından memnuniyetle karşılandığını söyledi.
“Adalete doğru attığı güçlü adım ve Ermeni soykırım kurbanlarının mirasçılarına paha biçilmez destek için Biden’a teşekkür ederim. ‘Soykırımın tanınması’, Dağlık Karabağ Savaşı'nın ardından Ermenistan için bir güvenlik meselesidir.”

Ermenistan Dışişleri Bakanı Ara Avazyan
“ABD'nin bu tutumu birçok ülke için ahlaki bir kılavuz olacak. Bu mesele, Ermenistan ya da Türkiye ile ilgili değil. Bu hem geçmişte hem bugün hem de gelecekte olacak olan soykırımları tanıma ve kınama yükümlülüğümüzün yerine getirilmesiyle ilgilidir.”

Illinois Üniversitesi'nden Siyaset Bilimi öğretim üyesi Doç. Dr. Sibel Oktay
“Bu kararıyla hem bir önceki dönem yasama organının aldığı pozisyonu desteklemiş hem seçim vaadini yerine getirmiş oldu. Bence en önemlisi, bu karar ile Ermeni Soykırımı meselesi Türkiye ile ABD arasında rehine kalmaktan kurtuldu.”                                                                               

Ermeni televizyon yıldızı Kim Kardashian:
“Bir asırdan fazla bir süredir hakikat ve kabul için savaştıktan sonra, bugün Ermeni halkı umduğumuz ve dua ettiğimiz tanınırlığı aldı ve Başkan Biden 1915'teki katliamı bir soykırım ilan etti. 100 yılı aşkın süredir gerçek için mücadele ettikten sonra Ermeniler Biden’ın 1915’teki katliamı soykırım ilan etmesiyle beklediği ve dua ettiği tanınmayı aldı. Ermeni toplumu için uzun bir yoldu; her yıl soykırımın tanınmasına biraz daha yaklaştık. Sonunda o gün geldi. Kökenlerimle, Ermeni toplumlarıyla gurur duyuyorum. Başkan Biden’a her Ermeni’ye bugünü ve bu gerçeği bahşettiği için minnettarım. Hiçbir şey öldürülen Ermenileri geri getirmeyecek olsa da umarım aileleri biraz huzura erer. Her yıl bugün kaybettiklerimizi anmaya devam edeceğim ama artık soykırımın tanınmasıyla geçmişteki zulümlerin bir daha yaşanmasına izin vermeyeceğimiz umuduyla yapacağım.”

Agos Gazetesi Köşe Yazarı Ohannes Kılıçdağı
“Bu tanıma Türkiye’de bir sorgulamaya yol açar mı? Sanmam. Tam tersine, “Biz bunlar emperyalizmin oyunu dememiş miydik”, yollu laflarla inkar daha da şiddetlenecektir. Ama hakikatin kimseyi bekleyecek sabrı kalmadı, hak da kimseyi teskin etmek zorunda değil. Ermenilere gelince. Ermeniler tarafından bu tanınmaya gösterilecek tavrın coşku veya sevinç değil, alçakgönüllü bir vakar olması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta yaşadığımız şeylerin yaşadığımız şekilde yaşanmış olması acı ve trajik; meselemizin özü en korkunç yöntemlerle yok edilmiş koca bir halktır.”  

Karalayanlar

Türk siyasetinden hemen hemen tüm kesimler, ABD Başkanı’nın 24 Nisan anma metninde yer verdiği “soykırım” ifadesine tepki gösterdi.  

Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın
“Tarihi gerçekleri çarpıtarak yeni husumet tohumları ekmeye çalışan radikal Ermeni lobilerin baskısıyla ABD Başkanı Joe Biden'in 1915 olayları hakkında yaptığı talihsiz açıklama, Türkiye Cumhuriyeti açısından yok hükmündedir. Kötü niyetli ve tek gündemi ülkemize düşmanlık olan çevrelerin iftiralarını yansıtan söz konusu açıklamayı şiddetle reddediyor ve kınıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir tarihi gerçeklikle yüzleşmekten kaçınmamaktadır. Birinci Dünya Savaşında yaşanan kayıplar, bu coğrafyanın ortak acılarını temsil etmektedir. Ancak terör ve düşmanlıktan başka bir şey üretmeyen radikal Ermeni lobilerin aklıyla hareket etmek tarihi bir hatadır(…) Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ortak tarih komisyonu kurulması çağrısı görmezden geliniyor. ABD Başkanı'nı Türkiye-ABD ilişkilerinde derin yaralar açacak bu talihsiz açıklamasını düzeltmeye, adil olmaya ve bölgesel barışa hizmet edecek bir tutum sergilemeye davet ediyoruz.”

Biden’ın soykırım ifadeleri Türkiye siyaset dünyasında kınandı

Dışişleri Bakanlığı bir basın bildirisi yayımladı
“ABD Başkanı'nın bu açıklaması halkları kutuplaştırmak ve bölgemizde barış ve istikrarın sağlanmasını zorlaştırmaktan başka bir sonuç vermeyecektir.”

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk
Tarih arşivleri gerçeğin aynasıdır, siyasi hezeyanlara değil yaşanmışlıklara dayanır. Biz, evlatlarımıza tarihi bilimin yol göstericiliğinde çarpıtmadan anlatıyoruz. Hem tarihî hem hukuki zeminde hiçbir karşılığı olmayan bu iftiralar yok hükmündedir.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak
“ABD Başkanı Joseph Biden’ın 1915’te yaşanan acı olayları 'soykırım' olarak nitelemesi büyük bir yanlış olarak tarihe geçmiştir. Bu açıklama Türkiye – ABD ilişkilerine olduğu kadar, Ermenistan Halkı ile Türkiye Halkı arasında bir uzlaşıya ulaşılmasına da olumsuz etki yapacak ve onarılması güç yaralar açacaktır. 1915 olayları Türklerin ve Ermenilerin hafızasında büyük travmaya neden olan bir trajedi, bir felaket olarak iz bırakmıştır. Bu travmanın giderilmesi bu tür açıklamalarla mümkün değildir. Son zamanlarda Türkiye aleyhine yapılan açıklamalar ve ülkemiz aleyhine alınan kararlar, AK Parti iktidarının basiretsiz dış politikasının Türkiye’yi getirdiği noktayı göstermesi bakımından ibret vericidir. Ülkemizi töhmet altında bırakan açıklamaları esefle karşılıyoruz.”

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener
“Sözde “soykırım” lafını ağzına alarak tarihi yeniden yazmaya çalışanları da Türk milletinin onur ve itibarına yönelik yapılan saldırıları; ciddiyetsiz ve dengesiz ilişkiler ağıyla yönetmeye çalışanları da en şiddetli şekilde kınıyorum. 14 Haziran NATO Zirvesi ikili görüşmesi beklentisinin (Türkiye tarafından) sürdürülmesi İktidarın bu densiz ve dengesiz ilişkideki acizliğinin ifşasından başka bir şey değildir.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu yayınladığı metinde “soykırım ifadesine yer verse de bu konunun Türkiye sınırları içerisinde çözülmesi gerektiğini, devletler arası siyasette yerinin olmadığını belirtti:
“Ermeni Soykırımı utancıyla yüzleşin! Bu mesele hem iç siyasi hesaplaşmalara hem de dış siyasetteki politik muhasebe ve konumlanmalara kurban edilecek bir mesele değildir. Bu tarihsel, toplumsal ve insani meselenin, devletlerarası siyasette Türkiye ile yaşanan ilişkilerin ve politik konjonktürün bir sonucu olarak gündeme getirilmesi kabul edilemez. Ermeni Soykırımı bu topraklarda yaşandı ve adaleti bu topraklarda sağlanmalıdır.”

Gerçek Ne?

Tepki gösterenler ve teşekkür edenler…

ABD Başkanı Biden, göreve geldikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilk telefon görüşmesini 23 Nisan günü yaptı. Bir süre sonra Amerikan medyasına ve Reuters haber ajansına, Amerikan tarafından görüşmeye ilişkin ayrıntılar sızdırıldı.

Yayılan haberlere göre Biden, Erdoğan'a, 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak tanıyacağını söyledi. Uzmanlar, 1915 olaylarının soykırım olarak tanınmasının soykırımın uluslararası hukuka 1946 yılında girmiş olmasından dolayı Türkiye'ye herhangi bir hukuki müeyyidesi olmayacağını ifade ediyor.

İki ülke arasındaki ilişkilere "soykırım" gölgesi düşse de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Biden'ın 14 Haziran'da yapılacak NATO Zirvesi'nde yüz yüze görüşmek için şimdiden randevulaşmaları, en üst düzeyde diyaloğun devamına verilen önemin göstergesi olarak yorumlanıyor.

Kısaca 1915 olayları
Birinci Dünya Savaşı içinde bulunan Osmanlı Devleti, 24 Nisan 1915 tarihinde bir genelge yayınlayarak Taşnak, Hınçak ve benzeri Ermeni komitelerinin kapatılması, belgelerine el konulması, liderleri ile zararlı faaliyetleri bilinen Ermenilerin tutuklanması ve bulundukları yerde kalmaları sakıncalı görülenlerin uygun bir yerde toplanması talimatı vermişti. Ermeni tarihçilere göre Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermenilerin Kızıl Pazar olarak adlandırdığı 23-24 Nisan 1915 gecesinde, Osmanlı hükümeti başkent İstanbul’da yaşayan yaklaşık 250 aydının tutuklanmasını emretti. Osmanlı belgelerine göre, tutuklanan Ermenilerin önemli bir kısmının serbest bırakıldığı, bir kısmının tehcir edildiği, suçu ağır olan bir kısmının da savaş sonuçlanana kadar gözetim altında tutulduğu belirtiliyor.

Daha sonra, Osmanlı hükûmeti tarafından Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusu ile karşı karşıya gelebilecek iç unsurların savaş bölgelerinden uzak yerlere devlet eliyle gönderilmesi amacıyla 29 Mayıs 1915'te Tehcir Kanunu olarak bilinen kanun çıkarıldı. Bunu izleyen aylarda Anadolu'nun Ermeni nüfusunun büyük bir kısmı kafileler şeklinde yola çıkarılarak, Suriye’ye sevk edilir. Kafilelere katılanların önemli bir bölümü yolda ölür. 4 Ağustos'ta yayımlanan bir hükûmet emriyle Katolik ve Protestan Ermenilerin sevki durdurulur.

ABD başkanları bugüne kadar 1915 olaylarına ne dedi?
28 yıldır her sene, Ermeniler tarafından 1915 yılı olaylarının yıldönümü kabul edilen 24 Nisan’da açıklama yapan başkanlar, bu seneye kadar genellikle "büyük felaket, tehcir ve katliam" gibi ifadeler kullanıyordu.  Ancak konuyla ilgili açıklamalar, daha eskilere de dayanıyor…

Woodraw Wilson
1915'te yaşananların ABD başkanları tarafından ifade edilmesi aslında 1920’lere kadar uzanıyor. O dönemin Başkanı Woodraw Wilson, Ermenistan'ın manda yönetimine alınmasını talep etmişti. Wilson konuyu gündeme getirdiğinde yaptığı konuşmada şunları ifade etmişti: “ABD halkı, Ermenistan'da mevcut olan güvensizlik, açlık ve sefaletin yarattığı acı verici şartlardan derin şekilde etkileniyor.”

Jimmy Carter
ABD başkanlarından Jimmy Carter, 1977-1981 yılları arasında görevdeydi. Bu dönemde Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler, Kıbrıs Harekâtı ve afyon üretimi nedeniyle gergindi.
1974 yılındaki Kıbrıs Harekâtı sonrası ABD Türkiye'ye silah ambargosu uyguluyordu. Bu ambargo Eylül 1978’de sona erse de bu tarihten yaklaşık beş ay önce, 16 Mayıs 1978’de, dönemin başkanı Carter, ABD’de yaşayan Ermeniler onuruna bir resepsiyon verdi ve konuşmasında: “Ermeni halkından daha fazla acı çeken bir toplumun bulunduğundan şüphe duyarım(…) 1916 yılına kadar olan süreçte bütün Ermeni halkını ortadan kaldırmak için organize bir çaba" cümlelerine yer verdi.

Ronald Reagen
Carter’dan görevi devralan Ronald Reagen da bu konuyu gündeme getirdi. 1981-1989 yılları arasında başkanlık yapan Reagan, 1915 yılı olayları için “soykırım” ifadesini kullanan ilk başkan oldu. Reagan, 22 Nisan 1981 tarihinde Holokost Müzesi’nin kurulması sebebiyle yayımladığı açıklamada, Yahudi ve Kamboçya soykırımlarından bahsederken Ermenileri de aynı kategoride andı.

George Bush
Reagen sonrası ABD Başkanı seçilen George Bush, 1990 yılında, 24 Nisan olaylarının 75'inci yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Bush, 1915 olaylarını “1915-1923 arasında Osmanlı İmparatorluğu yöneticilerinin elinde yaşanan korkunç katliamlar” olarak nitelendirmiş, “1 milyondan fazla Ermeni’nin kurban olduğu katliamları” andığını belirtmişti.

Bill Clinton
ABD başkanları tarafından 24 Nisan’ın her sene düzenli olarak anılması geleneği, 1993 yılında Bill Clinton ile başladı. Clinton’dan sonra da her sene, dönemin başkanları anma konuşması yapmaya devam etti. Clinton, seçilmeden önce 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak tanıyacağı sözünü vermişse de sekiz yıllık başkanlık döneminde bu vaadi yerine getirmemişti.

George W. Bush
Clinton’dan sonra Başkanlık görevini devralan, George Bush’un oğlu George W. Bush da her yıl 24 Nisan’da açıklama yaptı ve doğrudan “soykırım” ifadesini kullanmaktan kaçındı. Bush ifadesinde; “1,5 milyon Ermeni’nin çoklu ölümlere maruz kaldıkları ve sürgüne zorlandıkları" cümlesine yer verdi.

Barack Obama
Barack Obama da Clinton gibi 2008 yılındaki başkanlık seçimleri kampanyası sırasında, seçilmesi halinde 1915 yılı olaylarını “soykırım” olarak tanıyacağı sözünü vermişti. Başkan seçildikten sonra ise Obama, bu konudaki açıklamalarında Ermenice ‘Büyük Felaket’ anlamına gelen "Meds Yeghern" ifadesini kullandı.

2009 yılındaki ilk açıklamasında, "Türkiye ile Ermenistan’ın olaylara ilişkin açık, yapıcı ve dürüst şekilde çalışmaları gerektiğini" ifade etmişti. 2010’daki açıklamasında ise “1915 yılının Ermeni halkının tarihindeki yıkıcı bir bölüm olduğunu, 1,5 milyon insanın katledildiğini ve ölüme yollandığını” söylemişti. Obama’nın açıklamaları, takip eden yıllarda da benzer şekildeydi.

Donald Trump
Görevi Joe Biden’a bırakan Donald Trump da Obama’nın yolundan giderek ‘Meds Yeghern’ ifadesini kullandı. Trump’ın geçen yılki açıklaması şöyleydi: “Bugün, uluslararası toplumla birlikte, 20’nci yüzyılın en korkunç kitlesel katliamlarından ‘Meds Yeghern’de hayatını kaybedenleri anıyoruz. 1915’ten başlayarak, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına kadar, 1,5 milyon Ermeni tehcir edildi, katledildi ya da ölüme yürütüldü.”

Biden’ın açıklamasından önce 38 senatörden çağrı
Bundan yaklaşık 1 ay önce, 20 Mart 2021 tarihinde Demokrat Senatör Bob Menendez ile Cumhuriyetçi Senatör John Cornyn'in öncülüğünde toplam 38 ABD senatörü Başkan Biden’a 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak tanıma çağrısı yapmıştı.

Her iki partiden de senatörlerin isimlerinin yer aldığı çağrı mektubunda, Biden'ın geçen yıl yaptığı konuşması hatırlatılarak, “Ermeni soykırımı gerçeğini resmen tanıma çağrısını güçlü şekilde yapmak üzere size yazıyoruz. Geçmişte Ermeni soykırımını soykırım olarak tanımıştınız, şimdi Başkan olarak yine aynı şeyi yapmaya çağırıyoruz." ifadeleri kullanıldı.

2019 yılında ABD Kongresinin her iki kanadında da kabul edilen "1915 olaylarının soykırım olarak tanınması" yönündeki karar tasarılarına atıf yapılan mektupta, Biden yönetiminin olayı "soykırım" olarak resmen tanıyarak Kongreye katılması gerektiği savunuldu.

Biden ne dedi, Erdoğan Türkiyeli Ermenilere ne mesaj gönderdi?
24 Nisan 2020’de Biden, henüz başkan adayıyken yaptığı açıklamada, "Bu korkunç ve sistematik yok etme kampanyasını asla unutmamalıyız ve buna karşı sessiz kalmamalıyız... Soykırımı olduğu gibi kabul etmez, anmaz ve çocuklarımıza bunu öğretmezsek, 'bir daha asla' kelimeleri de anlamını yitirir" demişti.

Aynı tarihte Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan'a gönderdiği mektupta şu ifadelere yer vermişti:
“Dünya halklarına büyük acılar yaşatmış Birinci Dünya Savaşı'nın ağır şartlarında hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerini saygıyla anıyor, torunlarına içten taziyelerimi iletiyorum. Bu vesileyle, bu acı dönemde yaşamını yitiren tüm Osmanlı vatandaşlarına Allah'tan rahmet diliyorum. Ne surette olursa olsun tek bir vatandaşımızın dahi ötekileştirilmesine, inancından ve kimliğinden dolayı farklı muamele görmesine asla izin vermedik, vermeyeceğiz.”

Erdoğan bu sene de Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan'a mesaj gönderdi ve şu ifadeleri kullandı:
“Birinci Dünya Savaşının zor şartlarında hayatlarını kaybeden Osmanlı Ermenilerini saygıyla yâd ediyor, torunlarına taziyelerimi sunuyorum(...) Türkler ile Ermenilerin yüzyıllarca süren ve insanlığa örnek olan birlikte yaşama kültürünün unutulmasına izin veremeyiz.  Tarihçilerin yapması gereken tartışmaların üçüncü taraflarca siyasallaştırılarak, ülkemize yönelik müdahale aracı haline getirilmesinin kimseye bir faydası olmamıştır(…) Birinci Dünya Savaşında yitirdiğimiz Osmanlı Ermenilerini bir kez daha saygıyla anıyor, yakınlarının acılarını paylaşıyor, hepinize en kalbi selam ve muhabbetlerimi iletiyorum.”

ABD Başkanı Joe Biden’ın 24 Nisan 2021 tarihinde, 1915 olaylarını anmak üzere yaptığı konuşmanın tam metni, Beyaz Ev’in resmi web sitesinde yer alıyor.

Başkan Biden konuşmasında şu cümleleri kullanarak “soykırım” dedi:
“Her yıl bu günde, Osmanlı dönemindeki Ermeni soykırımında ölen herkesin hayatlarını hatırlıyoruz ve böylesi bir mezalimin bir daha yaşanmasını engellemeye yönelik bağlılığımızı yeniden ortaya koyuyoruz. 24 Nisan 1915'te Ermeni entelektüellerin ve cemaat liderlerinin Osmanlı yetkilileri tarafından Konstantinopolis'te tutuklanmasıyla başlayarak, bir buçuk milyondan fazla Ermeni tehcir edildi, katledildi veya bir yok etme kampanyası dahilinde ölümlerine yürüdü. Meds Yeghern'in kurbanlarını, bu yaşananların dehşetinin tarihte hiçbir zaman kaybolup gitmemesi için onurlandırıyoruz. Ve nefretin her türünün çürütücü etkisine karşı sürekli gözümüzün açık kalması için hatırlıyoruz.”  

ABD'de Kongresi, 'Ermeni Soykırımı'nı tanımıştı
ABD'de Senato, 2019 yılında, 1915 olaylarını oy birliğiyle “soykırım” olarak kabul ettiğini açıklamış, ancak Donald Trump yönetimi, 1915 olaylarını “soykırım” olarak görmediklerini ilan etmişti.

ABD Temsilciler Meclisinde 29 Ekim'de yapılan oylamada, 1915 Ermeni olaylarını "soykırım" olarak tanıyan karar tasarısı kabul edilmişti. Temsilciler Meclisi Demokrat Vekili Adam Schiff tarafından nisanda sunulan söz konusu tasarı, 11 "hayır" oyuna karşılık 405 "evet" oyuyla Meclisten geçmişti.

Senatonun bu konudaki görüşünü yansıtan bir düzenleme olan karar tasarısının, yasal olarak herhangi bir bağlayıcılığının olmadığı belirtiliyor.

Osmanlı İmparatorluğu’undaki yüz binlerce Ermeni vatandaşın zorunlu göçe tabi tutulması sonucu yaşananları "soykırım" olarak resmen kabul eden ülke sayısı ABD ile birlikte 32 oldu.

"Ermeni soykırımı"nı resmen tanıyan ülkeler:
ABD, Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Bolivya, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Şili, Kıbrıs Rum Yönetimi, Çekya, Ermenistan, Fransa, Yunanistan, İtalya, Libya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Hollanda, Paraguay, Polonya, Portekiz, Rusya, Slovakya, İsveç, İsviçre, Suriye, Vatikan, Venezuela, Uruguay.

Birleşik Krallık'ın parçaları olan Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda'da soykırımı tanıyor ancak İngiltere henüz bu yönde resmi bir açıklama yapmadı. İspanya'da da Bask Parlamentosu soykırım olarak tanımlayan bir deklarasyon yaptı. Avustralya'nın Yeni Güney Galler eyaleti de 1915 olaylarını bir soykırım olarak kabul ediyor.

Türkiye’nin talebi
Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış döneminde Ermenilere uygulanan zorunlu tehcir sırasındaki ölümlerin soykırım olarak tanımlanamayacağını dile getiriyor. Türkiye’nin önerisi yaşananların aydınlatılması için ortak bir tarih komisyonu kurulması. Tehcir sebeplerine ilişkin Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Arşivleri Başkanlığı’nda erişime açık kaynaklar yer alıyor.

Biden’ın açıklaması hukuki mi siyasi mi?
1915 olaylarını anlamak: Türkler ve Ermeniler" kitabının yazarı, TOBB Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Doç. Serdar Palabıyık 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımlayan bir yargı kararı olmadığını belirtiyor. Palabıyık'ın verdiği bilgiye göre bu konudaki hukuki dayanaklar şunlar:

1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi. Sözleşmeye göre ancak iki tip mahkemenin soykırım suçunu tanımlayabilmesini ve failleri cezalandırmasını öngörülüyor. Bu mahkemelerden biri; "soykırım" suçunu işlediği iddia edilen ülkenin mahkemesi yani Türk mahkemesi, diğeri de o mahkemenin yargı yetkisini tanıdığı uluslararası bir mahkeme. Palabıyık, böyle hiçbir mahkeme olmadığını söylüyor ve ekliyor: "Amerika'daki davalar hukuki davalar değil. Devletin, 'soykırımı' tanıması da siyasi bir karar. Bu yüzden Türkiye'yi hukuki açıdan doğrudan etkileyecek yeni bir süreç yaşanmayacak."

Paylaş:
yorum kuralları
Gri Haberler

Önemli gelişmeleri yakından takip et