Mart ayı başında açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı'na ilişkin açıklamalar: Ne uluslararası belgelerin kayıtsız şartsız kopyalanmasından yanayız ne de insanlığın evrensel kazanımlarına bigane kalmak gibi bir düşünceye sahibiz... Eleştiriler: Bu belgenin hazırlanmasında Avrupa Birliği fonları kullanıldı. İnsan Hakları Eylem Planı'nı bile kendi paramızla hazırlayamıyoruz. Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı sağlanamadığı sürece, eylem planındaki düzenlemeler kozmetik.
İnsan Hakları Eylem Planı, “Özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye” sloganıyla Mart ayının başında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kamuoyuna duyurulmuştu. Açıklamanın öncesinde insan hakları dernekleri, açıklama sonrası hukukçular ve gazetecilerden yorumlar geldi. Sık karşılaşılan eleştiriler arasında; eylem planının AB fonlamasıyla yapılmasına rağmen bunun gizlendiği ve Türkiye’de yasama, yürütme, yargının bağımsız olmadığı iddiasından yola çıkılarak düzenlemelerin bir nevi ‘makyaj’ olduğu yer aldı. İnsan Hakları Eylem Planı ne içeriyor, bir Avrupa Birliği projesi mi, Türkiye’de insan hakları ve ifade özgürlüğü ile ilgili halk ne düşünüyor, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) durum nasıl? Eylem planını aklayanlar, karalayanlar ve gerçekler… Gerçekler gridir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019'un Mayıs ayında “Yargı reformu strateji planı” sonrasında ikinci önemli yargı reformu paketini "İnsan Hakları Eylem Planı" başlığıyla 2 Mart 2021 tarihinde duyurdu. İnsan Hakları Eylem Planı Tanıtım Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı, eylem planı için “9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyeti içeren bir belge olarak ortaya çıktı. Eylem Planımızın nihai amacı, yeni ve sivil bir anayasadır" demişti.
“Yargı reformu strateji planı”nda de yer alan Avrupa Birliği hedefi doğrultusunda "vize muafiyeti" çalışmalarına hız verilmesi, hakimlere coğrafi teminat sağlanması, tutukluluğun istisna haline getirilmesi, düşünce açıklamaları nedeniyle kişilerin özgürlüğünden yoksun bırakılmayacağı düzenlemelerinin de bulunduğu bazı hedefler, İnsan Hakları Eylem Planı'nda da yer aldı.
İnsan Hakları Eylem Planı'nın hazırlığında asıl belirleyici faktörün vatandaşın ihtiyaç ve talepleri olduğunu belirten Erdoğan, “Eylem Planı'nın iki yıllık bir zaman diliminde uygulanmak üzere hazırlandı.” açıklamasında bulunmuştu. Kaynak↗, Kaynak↗
Eylem planının temel ilkeleri:
- İnsan, doğuştan sahip olduğu vazgeçilmez haklarıyla yaşar. Devletin temel amaç ve görevi, bu hakları korumak ve geliştirmektir.
- İnsan onuru, bütün hakların özü olarak hukukun etkin koruması altındadır.
- Dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebepler temelinde hiçbir ayrımcılık söz konusu olmaksızın herkes hukuk önünde eşittir.
- Kamu hizmetinin herkese eşit, tarafsız ve dürüst biçimde sunulması, bütün yönetsel faaliyetlerin temel özelliğidir.
- Mevzuat, tereddüt doğurmayacak şekilde açık, net, anlaşılır ve öngörülebilir kurallar içerir, kamu otoriteleri bu kuralları hukuk güvenliği ilkesinden ödün vermeden hayata geçirir.
- Sözleşme özgürlüğüne, hukuki güvenlik ilkesi ve kazanılmış hakların korunması prensibine aykırı olarak hiçbir şekilde müdahale edilemez.
- Devlet, girişim ve çalışma hürriyetini rekabete dayalı serbest piyasa kuralları ile sosyal devlet ilkesi çerçevesinde korur ve geliştirir.
- Adli ve idari işleyiş; masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı ve ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkelerini koruyan, gözeten ve güçlendiren bir yaklaşımı merkezine alır.
- Hiç kimse eleştirisi veya düşünce açıklaması nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
- Hukuk devleti, hak ve özgürlükler ile adaletin teminatı olarak her alanda tahkim edilir.
- Haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes, etkili kanun yollarına zahmetsiz şekilde erişebilmelidir. Adalete erişim, hak ve özgürlüklere saygının merkezindedir
Eylem Planı’nın tamamı
Avrupa Birliği fonu konusu
Açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı, Avrupa Birliği’nin, İnsan Hakları Eylem Planı’nın Uygulanmasını ve Raporlanmasını Destekleme Projesi kapsamında 1.200.000 euro olarak fonlanmıştı. 1 Eylül 2019 tarihinde başlayan projenin ilk aşamada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesine İlişkin geçmiş Eylem Planını (2014) desteklemek amacıyla 18 ay sürmesi öngörüldü. Covid-19 tedbirlerinden kaynaklanan gecikmelerden dolayı proje süresi 31 Aralık 2021 tarihine dek uzatıldı. Böylelikle 2 Mart 2021 tarihinde açıklanan İnsan Hakları Eylem Planının uygulanmasını ve raporlanmasını destekleme imkânı elde edildi. Kaynak↗
Diğer taraftan Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı Cristian Urse tarafından yapılan açıklama şöyle:
"Eylem Planı, Avrupa Konseyi’nin yürüttüğü ve uygulama süresi uzatılan projenin bir çıktısı değildir; Türk makamlarınca hazırlanmış olan bu belge üzerinde tüm yetkilere Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkili makamları sahiptir. Projemizin uzatılmış uygulama döneminde; Avrupa Konseyi, bu Eylem Planı'nın uygulanması için gerek duyulan uzmanlık desteklerini sağlamaya devam edecektir"
Kaynak↗
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi verilerine göre Türkiye’de insan hakları
AİHM'nin 1959-2020 dönemi arasındaki davaları ve kararları açıkladığı raporuna göre 61 yılda en az bir insan hakkı ihlali olduğuna hükmedilmiş dava sayısında Türkiye listede ilk sırada yer alıyor. Bu karara hükmedilen davaların ülkelere göre dağılımında da 3.309 karar ile Türkiye %16,8’lik bir orana sahip. AİHM’in 2020 yılında hükmettiği kararların toplamı 876. Bu kararların 185’i Rusya’ya karşı, 97'si Türkiye'ye karşı açılmış davalarda alındı. Kaynak↗
2020 yılına bakıldığında ise Türkiye'den yapılan başvuruların sayısının 11.750 adet olduğu görülüyor. Türkiye bu sayı ile en çok başvuru yapanlar listesinde ikinci sırada. Birinci sırada ise Rusya yer alıyor. Kaynak↗
Türkiye’de sayılarla ifade özgürlüğü
1959-2019 yılları arasında AİHM tarafından ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmedilen kararlara bakıldığında, toplam 845 kararın 356’sının Türkiye’ye ait. Yani ifade özgürlüğü ihlali olduğuna hükmedilmiş AİHM kararlarının %42’si Türkiye’nin.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) gereğince Türkiye’nin sağlamakla yükümlü olduğu ancak ihlal ettiği maddelere bakıldığında son 60 yıl içinde en çok adil yargılanma hakkının ihlal edildiği görülüyor. 2019 yılında ise Türkiye’de en çok ihlal edilen hak, ifade özgürlüğü. Kaynak↗
Hangileri temel haklarınız?
Friedrich Naumann Vakfı tarafından #ÖdevimÖzgürlük girişimi kapsamında yapılan ankette katılımcılara aşağıdakilerden hangisini temel haklarınız olarak kabul ediyorsunuz sorusu yöneltildiğinde verilen yanıtlar:
Devleti yönetenleri seçebilmek: %53
Devleti yönetenleri medyada ve sosyal medyada eleştirebilmek %52
Barışçıl toplantı ve protesto yapabilmek %47
Adil yargılanmak %65
Hareket ve seyahat edebilmek %61
Düşünceyi özgürce ifade edebilmek %59
Farklı kaynaklardan haber alabilmek %51 Kaynak↗
‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ davaları
Cumhurbaşkan’ına hakaret" suçlamasıyla yaklaşık 100 bin soruşturma, 30 bin civarında dava açıldığı belirtiliyor. Son olarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sosyal medyada hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan bir kişi, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” yerine olağan hakaret suçundan cezalandırılması kararına itiraz etmişti. Hukukçu Kerem Altıparmak, "Cumhurbaşkanı’na hakaret" davalarını değerlendirerek Avrupa Konseyinin bu davalar nedeniyle Türkiye'yi izlemeye aldığını belirtti. Kaynak↗
Daha çok ifade ve basın özgürlüğü talebi
ABD merkezli “Pew Resarch Center” tarafından düzenlenen ve farklı bölgelerden 34 ülkeyi kapsayan bir araştırmada ise katılımcılara “Ülkenizde hükümetin sansürü olmadan herkesin istediğini söylemesi ne kadar önemli?” sorusu soruldu.
Sonuçlara göre 2015 yılında ifade özgürlüğüne destek Türkiye’de yüzde 43 olmuştu. Bu oranın 2019 yılında 22 puanlık artışla yüzde 65’e çıktığı görüldü. Kaynak↗
En son verilere göre çoğunluk, “ifade özgürlüğü yok” diyor
Şubat 2021’de Konsensus’un yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre ankete katılanların yüzde 65.6’sı ifade özgürlüğünün olmadığına, yüzde 34.4’ü ise olduğuna inanıyor. Kaynak↗