HDP, 2014’te IŞİD’in Kobani’yi işgal etmesi üzerine oluşan tehlikeye dikkat çekmek için, acil yardım çağırısı aldıklarını da belirterek halkı sokağa çağırdıklarını savunuyor ve “onurlu bir davranıştı” diyor…
HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 14 Ekim 2014 HDP Grup Toplantısı Konuşması, dönemin hükümetine sesleniyor.
“Kobani, IŞİD’in eline geçerse hem orada katliam barbarlık yaşanacak hem Türkiye koridor açmadığı, destek gitmesine izin vermediği için, hükümet bu katliamdan sorumlu olacak(…) İçerideki çözüm süreci tümden bitecek. Bütün bu kaygılarla biz, tam 23 gün hükümetle diyalog yürüttük.
‘Türk ordusu gitsin, IŞİD’e karşı savaşsın’ demedik. ‘IŞİD’e karşı savaşmak için on binlerce genç var, kapıyı açın’ dedik, buna izin vermediler. Tarihi bir çözümden, bir birlikten söz ediyoruz, Kobani’de kardeşlerimiz tecavüz, katliam tehditleri altında. Bizim bütün kaygımız ve korkumuz, IŞİD’in Kobani’yi düşürmesi karşılığında ortaya çıkacak reaksiyondur. Biz, halklarımızın göreceği zarardan korktuk. Çağrı yaptığımız akşam, MYK’mız olağanüstü toplantı halindeydi. Bir acil imdat çağrısı geldi bölgeden: ‘Mürşit Pınar sınır kapısına birkaç metre kaldı, o sınır kapısını almak üzereler, acil desteğe ihtiyacımız var’ dediler. Aynı saatlerde iki şey yaptık: Halkımızdan yardım istedik, hükümetle temasa geçtik. Halkının yanında olan bir partinin yapacağı en onurlu tutumu gösterdik, halkımızla birlikte sokağa çıktık. Hala o çağrının arkasındayız, bu çağrı ile birlikte bütün dünyada insanlar ayağa kalkınca koalisyon uçakları sabaha karşı IŞİD mevzilerini vurmaya başladılar. Teşhir oldular çünkü. 40 ülke bir araya gelmiş koalisyon kurmuş fakat Kürtler orada kaybetsin diye hepsi izliyor. Biz o ülkeleri Türkiye de dahil olmak üzere teşhir etmek istedik.”
Garo Paylan, HDP Diyarbakır Milletvekili, 15 Ocak 2021
(Kobani iddianamesinin 7 Ocak 2021’de kabul edilmesinin ardından)
“Bu olaylar yaşanırken iktidar bizimle işbirliği yapıyordu. Temsilcilerimiz olayların durması için İçişleri Bakanlığı ile görüşmeler yaptı. Halka itidal çağrısı yaptık ve bunun için bizlere teşekkür edildi”
Sezai Temelli, Önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı, 27. Dönem HDP Van Milletvekili, 15 Ocak 2021
“IŞİD 2014 Eylül ayında Mürşit Sınır Kapısı’na dayanmıştı, katliam gerçekleştiriyordu. IŞİD’in önünün kesildiği en önemli yerlerden biri Kobani’ydi. İnsani yaşam koridorunun açılması bütün dünyanın önceliğiydi. HDP’nin ve diğer bütün partilerin de önceliğiydi. Hatta Sayın Davutoğlu ile Sayın Demirtaş’ın yaptığı görüşmeler de bunu teyit eder. HDP bu katliama karşı bir duyarlılık çağrısı yaptı ve bu da karşılık buldu. Bu sayede IŞİD başarılı olamadı ve durduruldu. Dünya, Ortadoğu üzerinden bir felakete doğru sürüklenirken durdurulmuş oldu.”
Hükümet yetkilileri, çözüm sürecinin devam ettiği zamanda gerçekleşen Kobani işgali sonrası halkın sokağa çağrılmasının büyük bir siyasi sorumsuzluk ve azmettiricilik olduğunu savunuyor. Kobani davasında 14 Haziran’da 4 şartlı tahliye gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Ekim 2014
“Kobani düştü düşüyor. Şu anda ne yazık ki bakıyoruz Kobani'yle ilgili konuşanlar bir yandan tezkereye karşı çıkıyor, hem de Kobani'ye. Türkiye'nin iç siyaset malzemesinin çözüm sürecinin de şantajı haline getirmeye çalışıyorlar.
20 Ekim 2014
“Son günlerde bir şeyler dolaşmaya başladı. Nedir o? PYD'ye silah desteği vermek ve PYD'ye verilecek silah desteğiyle IŞİD'e karşı burada bir cephe oluşturmak. Tamam da PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür.”
2 Kasım 2014
“Kobani niye bu kadar önemli? Kobani'yi bu kadar önemseyenler acaba Hama'yı niye önemsemediler? Humus'u niye önemsemediler? Kobani de neden? Burası düşündürücüdür. Amerika yardım yapıyor. Nereye? Kobani'ye. İndirilen silahlar, terör örgütü, bir kısmı DEAŞ'ın eline düşüyor, bir kısmı da PYD'nin eline... Böyle bir yanlış olabilir mi?
2 Kasım 2020
“6-8 Ekim olaylarının DEAŞ'ın Ayn El-Arab'a saldırmasıyla herhangi bir bağı yoktur. Bunlar hepsi sinsi plan içinde hayata geçirilmiş olaylardır. 6-8 Ekim olaylarında insanımızı sokağa çağıranlar ile çukur eylemlerinde belediyesinin kepçesini, kamyonunu terör örgütünün emrine verenler aynıdır. Yıkılanı yapar, yakılanı onarır, terörün yol açtığı maddi zararı bir şekilde tazmin edersiniz. Katillerinden ve azmettiricilerden hesap sormazsanız vicdanlarda kanayan yaraları asla düzeltemezsiniz”
Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, 3 Ekim 2014
“Bu kadar gelinmiş yolda eğer Kobani düştü diye... bunu dönüp çözüm sürecine mal etmek istenirse bu yapılabilecek en büyük hata olur. Bunun vebali de kararı alanlar üzerine olur. Kobani'nin düşmesi durumunda bunda Türkiye'nin hiçbir dahli hiçbir vebali yoktur. Bu durumdan PYD sorumlu olur.”
Dönemin Başbakan Yardımcısı (Çözüm süreci müzakerelerinde etkin isimlerdendi)
Yalçın Akdoğan, 7 Ekim 2014
“Halkı sokağa dökmeye yönelik çağrılar sorumsuz siyaset anlayışının tezahürüdür. Türkiye'nin iyi niyetli çabalarına karşılık büyük bir sorumsuzluktur. Halkımızın huzurunu kaçırmaya yönelik her türlü şiddet eylemi ve vandalizme karşı kesinlikle müsamaha gösterilmeyeceği çok iyi bilinmelidir.”
26 Haziran 2015
Kobani'deki terör saldırılarını lanetleyen Türkiye olaylardan kaçan sivillere de yaralılara da kapısını ve kucağını her zaman açmıştır. Buna rağmen teşekkür etmek yerine kendi ülkesini suçlayan siyaset tarzı son derece sorumsuz ve yakışıksızdır. HDP sözcüleri bu tür ucuz, hakkaniyetsiz, halkı kandıran ve tahrik eden açıklamalardan ve iftiralardan vazgeçmelidir.”
Kobani’nin 5N1K’sı
Ne oldu?
Kamuoyunda “Kobani olayları” ya da “6-8 Ekim olayları” olarak bilinen protesto ve şiddet olaylarıdır.
Resmi kaynaklara göre olaylarda 37 kişi yaşamını yitirdi. 326’sı güvenlik görevlisi, 761 kişi yaralandı, yurt genelinde 112 kişi tutuklandı. Bingöl İl Emniyet Müdürü'ne yönelik silahlı saldırıda, Emniyet Müdür Yardımcısı ve bir baş komiser öldürüldü.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na göre; 35 il ve 96 ilçede çıkan olaylarda 197 okul yandı, 269 kamu binası tahrip oldu, 1731 ev ve iş yeri, 1230 araç zarar gördü.
İnsan Hakları Derneği’nin raporuna göre; 7-12 Ekim 2014 tarihleri arasında Kobani eylemlerinde ülke genelinde 46 kişi öldü, 682 kişi yaralandı ve 323 kişi tutuklandı.
Hükümet-HDP görüşmesi HDP Heyeti, 9 Ekim günü dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile görüştü. HDP toplantı sonrası hükümeti eleştirdi, diğer yandan “şiddet, yakma, yıkma asla olmamalıdır” açıklamasında bulundu.
Kürdistan Topluluklar Birliği açıklamasında, eylemlerde Atatürk büstü, Türk bayrağı ve okullara saldırılması ile yağma olaylarını eleştirdi.
Olaylarla ilgili soruşturma başlatıldı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bu soruşturma kapsamında 17 HDP’li siyasetçi tutuklandı. Savcılık, 30 Aralık 2020’de hazırladığı iddianameyi sundu ve iddianame 7 Ocak 2021’de Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk dava 26 Nisan 2021’de görüldü.
HDP eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın da aralarında olduğu 108 sanıklı davada 14 Haziran 2021 tarihinde; görevden uzaklaştırılan HDP'li Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse, Cihan Erdal ve Can Memiş, adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Nerede oldu?
Eylemler, ağırlıklı olarak Kürt vatandaşların yaşadığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki şehirlerde meydana geldi. Bunun yanı sıra Türkiye’nin batısındaki kentlerde de bazı gruplar tarafından eylemler yapıldı.
Ne zaman oldu?
“6-8 Ekim olayları” olarak da bilinen Kobani olayları, 2014 yılının 7 - 12 Ekim tarihleri arasında gerçekleşti. Bu dönemde Türkiye’de “çözüm süreci” görüşmeleri devam ediyordu. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayı ile 15 Temmuz 2014’te “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” Resmî Gazete'de yayımlanmıştı.
Eş zamanlı bilgi
Abdullah Öcalan, çözüm sürecinde yeni adımlar atılması için hükümete 15 Ekim 2014'e kadar süre vermişti. 7 Ekim 2014’te Halkların Demokratik Partisi (HDP), IŞİD tarafından kuşatılan Suriye'deki Kürt kenti Kobani için “Kobani'nin düşmesi durumunda çözüm süreceğinin biteceğini” belirtti.
Nasıl oldu?
Suriye’nin kuzey batısında yer alan, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine komşu kent Kürtçe adıyla Kobani, Arapça adıyla Ayn el-Arab, 2011 yılı öncesine kadar Halep vilayetine bağlıydı. 2011’de Suriye’de iç savaşın başlamasından bir süre sonra PYD/YPG’nin eline geçti.
Ara bilgi: Demokratik Birlik Partisi (PYD), Türkiye tarafından PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı olan bir terör örgütü olarak kabul ediliyor. PYD’yi Türkiye dışında terör örgütü olarak kabul eden başka ülke bulunmuyor. Halk Koruma Birlikleri (YPG), PYD’nin silahlı kanadı. Kürtlerin yoğunluklu yaşadığı yerlerden Esad güçlerinin çekilmesiyle buralarda kontrolü eline aldı. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA)’nın “PKK’nın Kuzey Suriye Örgütlenmesi PYD-YPG” başlıklı raporunda “PKK’nın Suriye yapılanması olarak faaliyet yürüten PYD” şeklinde ilişkilendirme yapılmış.
Devam…
Eylül-Ekim 2014'te Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) olarak adlandırılan yapılanma Kobani bölgesine saldırıları yoğunlaştırdı ve Kobani’yi kuşattı. Pek çok eylem ile binlerce sivilin ölmesine neden olan IŞİD, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Kanada ile pek çok ülke ve kuruluş tarafından terör örgütü olarak kabul ediliyor.
Neden oldu?
2009 yılından beri devam eden ve 2015’e kadar süren “çözüm süreci” dönemine denk gelen olaylarda HDP yetkililer hükümet yetkililer ile temas halindeydi.
Ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı Kobani’nin IŞİD tarafından kuşatılması üzerine başta HDP yetkilileri olmak üzere Demokratik Bölgeler Partisi tarafından; Suriye'nin kuzeyindeki diğer bölgeler ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) üzerinden gelecek askeri yardımın ulaşması için Türkiye toprakları üzerinden Kobani'ye bir koridor açılması, Türkiye'nin IŞİD'e verdiği (iddia edilen) desteği kesmesi ve Türkiye'nin Kobani'ye operasyon yapmaması talep edildi.
“IŞİD'in Kobani içine girmesi ve Türkiye'den beklenen adımların atılmaması üzerine” HDP, 6 Ekim'de ülke çapında sokak eylemi çağrısı yaptı. Eylemlerde ölümlerin ve şiddet olaylarının yaşanmasının ardından 9 Ekim'de HDP'li bir heyet dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'la görüştü, ardından basın açıklaması yaptı. Açıklamada yaşananlardan dolayı hükümet eleştirildi ancak "Şiddet, yakma, yıkma asla olmamalıdır.” denildi.
Ara bilgi: IŞİD’e karşı 40’a yakın ülkenin oluşturduğu koalisyon güçleri 8 Ekim’de Kobani’ye desteği yoğunlaştırdı. Türkiye, 20 Ekim 2014'te IKBY'ye bağlı Peşmerge güçlerinin destek amacıyla Türkiye üzerinden Kobani'ye geçmesine izin verdi. Ocak 2015’te öncülüğündeki koalisyonun hava saldırıları ve Peşmerge destekli YPG güçleri son IŞİD güçlerini temizlediğini ilan etti.
Kim, ne yaptı?
IŞİD
Kobani’yi işgal etti.
HDP
Türkiye’nin IŞİD işgali karşısında bölgede IŞİD öncesi hakimiyeti olan PYD’ye destek olmasını istedi. IŞİD’e yardım edildiğini iddia etti. Destek gelmeyince duruma dikkat çekmek için halka sokağa çıkma çağrısı yaptı.
Dönemin hükümeti
Türkiye, IŞİD'e destek verdiği iddialarını kesin bir dille reddetti.
YPG, PKK ile bağlantılı görüldüğü için silah yardımının mümkün olmayacağı belirtildi. Daha sonra peşmergelerin geçişine izin verildi.
Koalisyon güçleri
Aralarında Avustralya, 10 adet Arap ülkesinin de olduğu 40’a yakın ülkenin IŞİD’e karşı oluşturduğu askeri bir koalisyon bildirisini imzalamama kararı alan Türkiye; askeri değil, insani yardım ile katılacağını açıklamıştı. Koalisyon güçleri Kobani’ye yoğun saldırıları 8 Ekim günü yoğunlaştırmıştı.
Halk
Kobani işgali üzerine sokağa çağrılan halkın eylemleri ağırlıklı olarak Kürtlerin yoğun yaşadığı illerde meydana geldi. Olaylarda ölüm, yaralanma ve maddi hasarlar meydana geldi. Batı illerinde de Kürt vatandaşların yanı sıra bazı sol gruplar, sendikalar, öğrenci grupları, kadın örgütleri ve aydınların da desteğiyle gösteriler yapıldı.
Hüda-Par
Ölümlerin bir bölümünün eylemcilerle Hüda-Par yanlıları arasındaki çatışmalardan kaynaklandığı belirtildi. Hür Dava Partisi 2013 yılında kurulmuş, ağırlıklı olarak Kürt illerinde faaliyet gösteren ve İslami çizgiye sahip bir siyasi parti.