Kuzey Kıbrıs’ta Kur’an kursları kapatılıyor mu?

+A -A
13:37 23-04-2021
Aklayanlar

Kuzey Kıbrıs’ta Anayasa Mahkemesi, Din İşleri Komisyonunun Kur’an kursu düzenleme ve hafızlık belgesi verme yetkilerini anayasaya aykırı buldu.

Anayasa Mahkemesinin kararı farklı yorumlara sebep olurken, haberin basına “Kıbrıs’ta Kur’an kursları kapatılıyor” şeklinde yansıması tartışmalara yol açtı. Öte yandan Türk siyasetçilerinin kararı eleştiren açıklamaları, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) tanıyan tek ülke olan Türkiye’nin Kıbrıs’a bağımsız bir devlet gibi davranmadığı şeklinde yorumlandı.

Barolar Birliği Başkanı Hizmet-Sen Avukatı Hasan Esendağlı:
“Anayasa Mahkemesi sözü geçen iki maddeyi anayasaya aykırı bularak iptal etti. Kur’an kurslarıyla ilgili yetkinin sadece devlet himayesinde yapılabileceğine karar verildi. Bu bizim açımızdan milat teşkil edebilecek karardır. Kıbrıs Türk Anayasa Mahkemesinin laiklik ile ilgili yapmış olduğu ilk incelemedir.”

KKTC Başbakanı Ersan Saner:
“Mahkemenin kararı ışığında gerekli yasal düzenlemeler yapılarak bu kurslara devletin ilgili bakanlık ve kurumları vasıtasıyla devam edilecektir. Kurslar doğal olarak Din İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenirken, Milli Eğitim Bakanlığı da uzman müfettişleri ile denetimlerini yapacak, kurslar sonunda verilecek belgeleri onaylayacaktır. Dolayısıyla devletin dışında bir kurumun hafızlık kursları düzenlemesi diye bir şey söz konusu değildir. Anayasa Mahkemesi kararı ile KKTC’de hafızlık eğitimi kurslarının yasaklanması gibi bir durum söz konusu olamaz.”

CTP Yazılı Açıklama:
“Alınan karar kursların nasıl, kimin denetimi ve sorumluluğu altında düzenleneceği tartışmalarını ortadan kaldırmıştır. Mahkemenin almış olduğu kararın ardından, yargı mekanizmamıza, toplumsal yapımıza, sosyal değerlerimize ve kurumlarımıza yönelik saldırılar, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri tarafından peşi sıra gündeme gelmiştir. Çözümsüzlük koşullarının yarattığı olağanüstü şartlara bağlı sorunların yönetilmesi için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile süreklilik arz eden bir ilişkimizin olması, Türkiye’deki siyasi, sosyal değerlerin ve sistemin aynen Kuzey Kıbrıs’ta da olacağı anlamına kesinlikle gelmez.”

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay:
“Anayasa Mahkememizin bireysel bir hak yahut özgürlüğü yasakladığını hiç sanmıyorum. Gerekçeli kararı görünce yasanın ilgili maddesinin neden anayasaya aykırı bulunup iptal edildiğini herkes daha net anlar. İki devletli bir çözüm modelinin savunulmaya başlandığı bir dönemde o iki devletten biri olan KKTC’nin ve özellikle de mahkemelerinin bağımsızlığı herkesin saygı göstermesi gereken bir husustur.”

Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu:
 “Erdoğan’ın açıklaması aslında hiç de bağımsız bir devletin var olduğunu gösteren bir yaklaşım değil. ‘KKTC’yi herkes tanısın’ diyorsunuz ama daha siz tanımıyorsunuz.”

Karalayanlar

KKTC Anayasa Mahkemesi kararının sadece yetki konusunda olduğu ve Kur’an kurslarının kapatılmasının söz konusu olmadığı söylense de konunun laiklik kavramı üzerinden tartışılması ve Din İşleri Başkanlığının konumuna ilişkin söylemler rahatsızlık yarattı.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar:
“Din eğitimi almak Anayasaya aykırı olmadığı gibi Din İşleri Başkanlığı da devletin dini alanlarda faaliyet gösteren kurumudur. Bunlara da dikkat edilmesi gerekir. Din İşleri Başkanlığının, devletin dışında bir kurum olduğu algısını yaratmak ve bu kurumu zan ve töhmet altında bırakmak doğru değildir. Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra gereken yasal düzenlemelerin hemen yapılarak, kursların devamının sağlanması en büyük beklentimdir. Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının bütün detayları da ortaya çıktıktan sonra benim isteğim derhal Din İşleri Başkanlığının da yetkilendirilmesi noktasındadır. O bakımdan bunun derhal düzeltilmesi, bütün bu spekülasyonlara da son verilmesi en büyük dileğim ve temennimdir.”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Din İşleri Başkanı Talip Atalay:
“Davacı tarafın avukatının henüz gerekçeli karar açıklanmadan iptal duyurusunu doğrudan laiklikle ilişkilendirerek sanki Yüksek Mahkeme tarafından Kur’an Kursları ve eğitiminin kalıcı olarak yasaklandığı algısının oluşmasına neden olacak tarzda açıklamada bulunması maalesef ülkemizi aşan, hepimizi olumsuz etkileyen istenmeyecek sonuçlar doğurmuştur. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık düzeyinde de ifade edildiği gibi, Kur’an Kursu ve benzeri etkinliklerin Din İşleri Başkanlığınca Milli Eğitim Bakanlığının alanda uzman müfettişleri tarafından denetim ve gözetiminde yapılmasını sağlayacak bir yasal düzenleme ile sorunun kalıcı olarak çözülmesi sağlanmalıdır.”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
“KKTC Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın yapmış olduğu bu açıklamayı kabul etmemiz mümkün değil. Süratle bu yanlıştan dönülmelidir, yoksa bizim atacağımız adımlar da farklı olacaktır. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın laikliği bilmesi gerekiyor. Türkiye’de din eğitimi konusunda sorunlar çözülmüştür. Kuzey Kıbrıs bir Fransa değildir. Türkiye'deki uygulamalar neyse Kuzey Kıbrıs da bunları uygulama safhasına geçirmek durumundadır.”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesinin Kur’an kurslarının kapatılmasıyla ilgili almış olduğu karar, ideolojik ve dogmatik bir aklın ürünüdür. Laikliği bu denli sığ ve yanlış bir şekilde yorumlamak temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir adımdır. Laiklik, din özgürlüğünü teminat altına alır, din eğitimini yasaklama aracı olarak kullanılamaz. Ancak jakobenler, laikliği dini değerleri ve kültürel zenginliklerimizi baskılamak için kullanırlar.”

Gerçek Ne?

Kuzey Kıbrıs’ta Din İşleri Komisyonunun Kur’an kursu düzenleme ve hafızlık belgesi verme yetkilerinin Anayasa Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı bulunması ülkede ve Türkiye’de tartışmalara yol açtı.

Kuzey Kıbrıs Hizmet Sendikası (Hizmet-Sen) Din İşleri Değişiklik Yasası’nda yer alan “Din Hizmetleri Eğitimi ve Halkla İlişkiler Birimi bünyesinde eğitim işleriyle görevli bakanlığın izniyle yapılan hafızlık eğitimi kurslarını düzenlemek, sınav yapmak ve başarılı olanlara hafızlık belgesi vermek” şeklinde düzenlenen ve Din İşleri Komisyonuna verilen hafızlık kursu açma yetkisinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu.

Anayasa Mahkemesi dini eğitim veren kursların tesisi meselesinde değil ancak gözetimi ve denetimi noktalarında sıkıntı olduğu, önceki prosedür ve kararlarla anayasanın çiğnendiği yönünde karara vardı. Anayasa Mahkemesi, her türlü eğitimin ancak Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığının gözetim ve denetiminde olması gerektiği yönünde karar verdi. Din İşleri Komisyonunun hafızlık eğitimi düzenleme yetkisinin, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığından sadece alınacak izin ile yapılabileceği, bu nedenle anayasaya aykırı bulunduğu belirtildi. Din İşleri Dairesi ile ilgili yasa değişikliğiyle Din İşleri Komisyonu kurulmasının, bu komisyonun din adamlarının yeterlilik sınavlarını yapmasının ve din adamlarının görevlendirmesi konusunda karar vermesinin laiklik ilkesine ve anayasaya aykırı bulunmadığı ifade edildi.

İlgili Yasa Maddeleri
8A (1) Bu yasada öngörülen görev ve yetkileri kullanmak üzere Din İşleri Başkanı, Başbakanın önerisi ve Cumhurbaşkanının onayı ile atanır.

8B (1) Komisyon, Din İşleri Başkanının başkanlığında; iki Din İşleri Başkan Yardımcısı, bir en kıdemli Din İşleri Sorumlusu ile din görevlilerinin bağlı olduğu en fazla üyeye sahip sendikadan bir üye olmak üzere toplam beş üyeden oluşur.

(2) Komisyonun görevleri şunlardır: (A) Din Hizmetleri Eğitimi ve Halkla İlişkiler Birimi bünyesinde eğitim işleriyle görevli bakanlığın izni ile yapılan hafızlık eğitimi kurslarını düzenlemek, sınav yapmak ve başarılı olanlara hafızlık belgesi vermek; (B) Bu yasa tahtında işe alınan memurlar dışındaki din görevlilerinin yer değiştirme işlemlerini yapmak; (C) Din hizmetleri yeterlik sınavını yapmak; ve (Ç) Bu yasada kendisine verilen diğer görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak.

Anayasa Mahkemesi Kararı
8A (1) fıkrasının anayasanın 1.ve 4. maddelerine aykırı olduğuna,
8B (1) ve (2)(B),(C) ve (Ç) bentlerinin anayasanın 1. ve 4. maddelerine aykırı olmadığına,
8B(2)(A) bendinin anayasanın 23(4) ve 59(2) maddelerine aykırı olduğuna, oybirliği ile karar verilir.

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Konseyi üyesi avukatlar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sözlerini mahkeme önlerinde cübbeleriyle eylem düzenleyerek protesto etti.

Paylaş:
yorum kuralları
Gri Haberler

Önemli gelişmeleri yakından takip et