Organik tarım dünyada ve Türkiye’de her geçen gün artıyor. Koronavirüs salgını sürecinde sağlıklı besin tüketiminin ön plana çıkması, organik ürünlere ilgiyi daha da artırdı. Ancak organik olarak satılan ürünlerin gerçekte organik olup olmadığı akıllara takılıyor. Bir diğer tartışma konusu ise organik ürünlerin neden bu kadar pahalı olduğu.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli
“Tarım arazilerinin korunması için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Toplam alanı yaklaşık 85 milyon dekar olan 315 büyük tarımsal ovamızı koruma altına aldık. Özellikle organik tarım ve iyi tarım uygulamaları, ağırlık verdiğimiz konuların başında geliyor. Sağladığımız destekler sayesinde organik tarım alanımız son 19 yılda 6 kat arttı.”
Tarım ve Orman Bakanlığı İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım Daire Başkanı Hasan Yılmaz Dursun
“Bakanlık adına yetki verdiğimiz yerler birinci sınıf sertifikasyon kuruluşudur, onların sertifikalandırdığı ürünler de organiktir. Biz gerekli hassasiyeti gösteriyoruz. Düzenli olarak kontrol kuruluşlarını yerinde denetliyoruz. Müteşebbisleri kontrol ediyoruz. Numuneler alınıyor, analizler yapılıyor. Organik tarımın geliştirilmesine yönelik projede, daha önce eğitim için ayrılan kaynağın tamamını analizler için harcadık. Bize ulaşan şikayetleri inceliyoruz. Sorun tespit ettiğimizde mevzuatın gerektirdiği müeyyideleri uyguluyoruz. Türkiye’de organik tarımla ilgili soru işaretleri oluşmasına izin vermeyiz.”
Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy
“Kaçağın kontrolünde Tarım ve Orman Bakanlığı ile il ve ilçe müdürlükleri yetkili. Büyük cezaları var. Organik üretimi sorgulamak yerine yapılacak en doğru şey etiket okumaktır. Logosu, sertifikası, kod numarası ile sistem takip edilebiliyor ve sorgulanabiliyor. Türkiye’de mevzuat, organik olmayan bir ürünün organik etiketlenmesine izin vermiyor. Organik tarımda tüm girdiler organik ve ilaçsız olmak zorunda. Bazı ürünlerde mikrobiyal bulaşmaları engellemek üzere uygulanan radyasyon (ışınlama) da organik tarımda yasak. Bunların hepsi bir maliyet artışı getiriyor.”
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği İletişim Sorumlusu Turgay Özçelik
“Sağlıklı gıda, hastalıktan, hastane ve ilaç masraflarından bizi uzak tutuyor. Organik tarımı yenilenebilir enerji gibi düşünebiliriz. Bugün nasıl termik santrallerin çevreye verdiği zararı ekonomik açıdan değerlendirmek gerekiyorsa, endüstriyel tarımın toprak, su ve biyolojik çeşitliliğe verdiği zararları aynı şekilde düşünmeliyiz. Sürdürülebilir bir tarım yöntemi olan organiğin uzun vadede daha ekonomik olduğunu söyleyebiliriz.”
Çiftçi Muharrem Canlı
“Organik tarım yapmak için öncelikle araziniz temiz olacak, gübre kullanılmayacak. İlk yıl ürettiğiniz ürünleri satamıyorsunuz. İkinci sene kontrollü şekilde satışa çıkabiliyorsunuz. Organik tarım kararını aldıktan sonra ilçe tarım ve sertifika kuruluşları gelip tarlayı ve ürünleri inceliyorlar. Ürünler analize gidiyor ve temiz gelirse satma izni veriyorlar. İlaçları da kükürt, kireç, sirke, ısırgan otu kullanarak kendimiz yapıyoruz.”
Çiftçi Şaban Burhan
“Organik tarımın pahalı olmasının nedenlerinden biri emek gücüdür. İkincisi beslemede kullanılan materyallerin eksiklerinden ve zararlıya karşı mücadelede yetersiz kalınmasından dolayı ürün kaybıdır. En basit örnek otla mücadeledir, ürüne ot ilacı attığınızda 300-500 liralık bir iş gücünü çok az bir maliyetle halletmiş oluyorsunuz, ama hem insanı hem bitkiyi hem de toprağı zehirliyorsunuz. Maliyet tüketiciye bu şekilde yansımaktadır.”
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği'nin açıklamasına göre; kontrol, sertifikasyon ve analiz bedelleri, nakliye ücretlerinin daha fazla olması, depolama sorunu yaşanması, organik tarımda verimin daha düşük olması gibi nedenler ürünün fiyatını etkiliyor.
Organik üretimin arkasına sığınanlar, gerçekten organik üretim yapanların oluşturmak istediği güven duygusuna zarar verirken hak etmeyen ürünlere tüketicinin daha fazla para ödemesine neden oluyor.
Yerel Tohum Derneği Kurucu Üyesi Hakan Karahanoğlu
“Organik Tarım Yönetmeliğinde hibrit tohumdan, kimyasal gübreye, zirai zehirlere kadar, konvansiyonel tarımda kullanılan enstrümanların çoğu kullanılıyor. Yasak olan tek şey GDO. Hibrit tohumla ürün üretilip, sağlıklı diye topluma sunulamaz. Organik tarım parlatılmış bir kavram. İnsanların çoğu sağlıklı beslenmenin temelini oturtmadan sağlıklı beslenme biçimi trende dönüştürüldü.”
Onkoloji Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar
“İş, eninde sonunda üreticinin iyi niyetine gelip dayanır. Zira üretici kuralları esnetirse anlamamız çok kolay değildir. “Biz suyunu bile denetliyoruz” diye televizyon reklamları verenlerin bile sicilleri çok kötüdür. Tüketici, ambalajlanmış ve uzun raf ömrüne sahip ürünleri organik diye fazlasını ödeyip satın alıyorsa yanıltıldığını bilmelidir.”
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal
"Böyle bir model, yönetim olamaz, aklımızla alay etmelerini kabul etmiyoruz. Adeta oturmuşlar cambazlık yaparak, ‘Acaba nasıl çiftçiyi desteklemeyiz, 2019'da ayırdığımız parayı acaba nasıl veremeyiz', üzerinden hesaplama yapmışlar. İyi tarım uygulamaları, organik tarım uygulamaları desteklemelerinin tümünde düşüş var. Dolayısıyla biz ithalata daha fazla devam edeceğiz ve daha güvencesiz gıdaya doğru gidiyoruz. Saray ve AKP, tarım ve çiftçiyi bitirmeye devam ediyor."
Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı Kampanya Koordinatörü Turgay Özçelik
“Ekolojik ürün pahalıdır, algısı doğru değil. Doğrusu, ekolojik üretim Türkiye genelinde desteklenmiyor, teşvik edilmiyor. Herhangi bir zararlı ile pestisit kullanarak mücadele etmek daha kolay ve ucuz. Ekolojik üretim yapan çiftçiler, zehir kullanmadıkları için ve herhangi bir destek görmedikleri için birim maliyetleri daha yüksek. Eğer ekolojik üretim desteklenir ve gelişirse, fiyatlar da düşecek, zehirsiz ürünlere herkes ulaşabilecek. Organik, ekolojik, zehirsiz… Böyle ayrımların olması bile yanlış. Tüm tarım zehirlerinin yasaklanması, insan ve doğaya zarar vermeyecek üretim yöntemlerinin teşvik edilmesi, tüm ürünlerin aynı derecede sağlıklı olması ve herkesin erişimine açık olması gerekir.”
TESK Başkanı Bendevi Palandöken
"Organik, doğal ya da yöresel yazılarak köy ekmeği, peynir, tereyağı, saman yapıştırılmış yumurta, tatlandırıcı kullanılmış bal, reçel gibi birçok gıda ürünü satılıyor. Özellikle sosyal medyada ve e-ticaret sitelerinde reklamlar yapılarak, 'organik', 'yöresel', 'hakiki' gibi tanımlarla müşteri kazanmaya çalışılıyor. Kelime oyunu yaparak sahte ve hileli ürünleri piyasaya sürenler son dönemde arttı.”
Gazeteci Güntay Şimşek
“Kaynağından; bahçeden eve, tarladan eve, köyden eve, organik pazarınız, gibi isimlerle sanal ortamda satış yapanların tarladaki rakamlarıyla İstanbul’daki marketlerdeki fiyatlar aynı. Tarladan markete gelinceye kadar birkaç el değiştiren, ticaret zincirinde yer alan ürünlerde belli ölçülerde kalite var. Denetimleri sıkı yapılıyor. Sanal ortamdaki ürünlerin denetimini kim, nasıl yapıyor? Besin değeri vs. bilgiler zaten yok. Peki sorumlu, suçlu kim? Elbette kamu yani devlet ve ilgili bakanlık ile kurumlar.”
Tüketici Leyla Özer
“Ben organik yalanına inanmıyorum. Çünkü organiğin çok koşulu var. Herhangi bir ilaç atılmamış olması lazım. Sağ sol ilaç dolu, bu ilaçlar buharlaşıyor, yağmur olarak toprağa iniyor. Organik diye bir şey yok; çünkü zaten her şey GDO’lu ve hormon takviyeli. Hiç inanmıyorum; ama pazarda daha taze olduğu için buralardan alışveriş yapıyorum, sabah toplanmış ürünleri bulabilirsiniz. Onun dışındakiler bence yalan.”
Organik Tarım insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen, üretimde kimyasal madde kullanılmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı olan tarımsal üretim biçimidir. Diğer bir tanımla organik tarım, hava ve su gibi yaşamsal kaynakların, doğal hayatın korunmasını amaçlayan bir üretim yöntemidir. İyi Tarım Uygulamaları topraktan sofraya kadar uzanan bütün üretim ve pazarlama aşamalarını kapsar. İyi Tarım Uygulamalarında kimyasal ilaç, suni gübre vb. uygulamalara izin veriliyor ancak bu uygulamalar, entegre ürün yönetimi prensiplerinde, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyecek şekilde gerçekleştiriliyor. Organik tarım ise üretimde kimyasal girdi ve ilaç kullanmadan yönetmelikler çerçevesinde izin verilen girdilerin kullanımı ile yapılıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı 2019 yılı verileri:
Çiftçi sayısı 74.545
Üretim miktarı 2.030.465 ton
Toplam üretim alanı 545.870 hektar
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de toplam tarımsal alan içerisinde organik tarım yapılan alan; 2018 yılı verilerine göre % 2,7 seviyelerinde bir paya sahip. 2017 yılı verilerine göre dünyadaki toplam tarım alanının %1,4’ünde organik tarım yapılıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde ise toplam tarım alanının %7’sinde organik tarım yapılıyor. Organik üretim miktarı 2018 yılında; 213 ürün çeşidinde,79.563 üretici ile 626.885 hektar alanda, 2.371.612 tona çıkmış bulunuyor. Organik tarım yapılan araziler (doğal toplama alanları dahil) 2018 yılında 2017 yılına göre %15,4 oranında artmış, ürün miktarı ise %1,5 oranında azalmış görünüyor.
Organik Tarım Araştırma Enstitüsü (FIBL) ve Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM) 2019 verilerini kapsayan Organik Tarım Dünyası – İstatistikler ve Gelişen Trendler 2021 / FIBL ve IFOAM Raporu verilerine göre; dünya çapında organik tarımla uğraşan üretici sayısı bir önceki yıla göre yüzde 13 artarak 3.1 milyona ulaştı. Hindistan, 1 milyon 366 bini aşkın çiftçi ile dünyada organik ürün üreticisi en fazla olan ülke konumunda. Türkiye 74 bini aşkın üretici ile 7. sırada. Dünyada kişi başına yıllık organik gıda harcaması en yüksek olan ülke 418 dolarla Danimarka. Türkiye’de bu tutar, 1.2 dolar olarak görülüyor. Rapora göre organik ürün üreticilerinin büyük çoğunluğu az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde yaşarken, organik ürün tüketicilerinin de çok büyük bir kısmı gelişmiş ülkelerde yaşıyor. Kaynak↗
Organik tarım faaliyetinde bulunan üreticilerin kontrol ve sertifikasyon hizmetlerini yapmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığından çalışma yetkisi almış olan 39 adet kontrol ve sertifikasyon kuruluşu bulunuyor.
Konuya ilişkin esaslar ise 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte belirtiliyor. Ürünün organik olup olmadığından şüphe duyulduğunda ise ürüne ait etiket bilgileri ve sertifika numarası ile Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki en yakın İl veya İlçe Müdürlüğüne ve Alo 174 Gıda Hattına tüketiciler bildirimde bulunabilir.
Organik tarım birinci kategori üretim birim fiyat desteği 2019’da 70 TL, 2020’de 100 TL olarak belirlendi. Hububatta dekar başına 8 lira olan gübre desteği 05.03.2021 Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, 16 liraya, diğer ürünlerde dekar başına 4 lira olan gübre desteği 8 liraya yükseltildi. Organik ve organomineral gübre kullanan üreticilere ilave olarak dekar başına 10 lira olan destekleme ödemesi de 20 liraya yükseltildi.