Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, 24 Şubat’ta “Ukrayna'nın doğusundaki Donbas'a özel askeri operasyon” başlattığını duyurmasının ardından Avrupa, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez ciddi çatışma altında.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), Avrupa Birliği (AB), Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) ve çok sayıda ülke, Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı askeri müdahaleyi ilk günden kınadı.
BMGK’da 3 gün süren olağanüstü toplantıların ardından oylanan Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri saldırısını kınayan karar tasarısı, 5 hayır ve 35 çekimser oya karşı 141 oyla 2 Mart’ta kabul edildi. Oylamada Rusya, Belarus, Kuzey Kore, Eritre ve Suriye tasarıya karşı çıkarken; Çin, Hindistan, Pakistan, İran, Cezayir, Irak ve Sudan'ın da aralarında olduğu 35 ülke çekimser kaldı.
“NATO, bizim bütün protestolarımıza rağmen mütemadiyen genişliyor. Problem, bize bitişik olan topraklarda (belirteyim, tarihi olarak bizim olan topraklarda), tamamen dış kontrol altında bulunan, bize düşman bir “anti-Rusya” yaratılmasıdır. ABD ve müttefikleri için bu, Rusya’yı çevreleme siyasetidir, ülkemiz içinse neticede hayat ve ölüm meselesidir, halk olarak tarihi geleceğimiz meselesidir. NATO’nun önde gelen üyeleri, kendi hedeflerine erişmek için, Ukrayna’daki aşırı milliyetçileri ve neonazileri her şekilde destekliyorlar. Bunlar, Rusya’ya ait bir dizi toprak üzerinde de açıkça hak iddia ediyorlar. Rusya, SSCB’nin dağılmasından sonraki yeni jeopolitik durumu tanımıştır. Ama Rusya, günümüz Ukrayna topraklarından kaynaklanan devamlı tehdit karşısında kendisini güvende hissedemez.
Donbas Halk Cumhuriyetleri Rusya’ya yardım başvurusunda bulundular. Bu bağlamda, BM Şartı’nın 7’nci bölüm 51’inci maddesi uyarınca, Rusya Federasyon Konseyi’nin onayıyla ve Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti ile yapılan ve Federal Birleşim tarafından 22 Şubat’ta onaylanan dostluk ve karşılıklı yardım anlaşmasının yerine getirilmesi amacıyla, tarafımdan, özel bir askeri operasyon yürütülmesi kararı alınmıştır. Operasyonun hedefi, sekiz yıldır Kiev rejimi tarafından soykırıma maruz kalan insanları korumaktır. Bunun için de Ukrayna’nın demilitarizasyonunu, denazifikasyonunu, keza Rusya Federasyonu vatandaşları da dahil sivil halka karşı sayısız kanlı suç işlemiş olanları yargıya teslim etmeyi hedefliyoruz.”
“Biz de Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı gibi bir harekât yapıyoruz.”
"Washington’un Ukrayna’yı köleleştirmek, Rusya’yı şeytanlaştırmak ve Avrupa’yı zayıflatmak için çok yönlü bir plan uyguladığı açıkça görüldü. Aynı zamanda Nazi işbirlikçileri Bandera ve Shukhevych’in mirasçılarıyla diyalog kurmanın bir anlamı kalmamıştır. Toplu katliamın faillerini barışa zorlamak için bir dizi önlem almak gerekiyor.”
“Rusya'nın ABD'ye ve NATO'ya yönelik haklı iddialarını, güç kullanımına ilişkin yasal kurallara uyulmamasına yol açan etkenleri dikkatli bir şekilde değerlendirmeden Ukrayna’daki mevcut durumu titizlikle ve dürüstçe incelemek mümkün değildir. Rusya’nın on yıllardır güvenlik garantilerine yönelik haklı taleplerini görmezden gelmek, ülkenin ulusal güvenliğine yönelik doğrudan bir tehdit karşısında savunmasız kalacağını varsaymak bir hataydı. Rusya'nın kendini savunma hakkı var.”
“Mantıksal olarak, bu yönetimlerin güvenliği için (Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti) askeri destek gerekiyor. Bu, NATO'nun Rusya'yı stratejik olarak zayıflatacak bir saldırı yolu bulmak için Ukrayna'yı kullandığı bir savaş. Başka bir deyişle bu, ABD liderliğindeki hegemonik siyasetin çılgınlığıdır.”
“Putin’le, Donetsk ve Lugansk konularını ele aldık. Ukrayna yönetimine teklifleri sunduk. Kiev bu teklife yanıt vermedi. Ukrayna yönetimi savaşı diplomatik yollarla çözmek istiyor mu? Demek ki istemiyor. Ukrayna, ülkenin güneydoğusundaki sorunları adım adım çözmek istemedi, bu da savaşa yol açtı. Eğer Ukrayna’daki vahşetlerden bahsediyorsanız bunu öncelikle misal Polonyalılara, ABD’ye, İngiltere’ye sorun. Eğer ABD ve İngiltere, Ukrayna’daki savaşın son bulmasına ilgi duyuyorlarsa bu bir hafta içinde yapılabilir. Biz, sahip olduğumuz ve sunabileceğimiz tüm imkanları Rusya’ya sunduk.”
“Sayın Putin, ABD’nin tehdidinin beyanatlarla durdurulamayacağını bilmektedir. Rusya’nın askerî operasyonu, evet silahlıdır ama Rusya’nın kullandığı silah, şu anda barış ve huzur getiren silahtır. Tıpkı Azerbaycan’ın Karabağ’ı kurtarmasında kullandığı silah gibi. Ukrayna da bugün kendisini ateşlere süren ABD güdümlü hükümetten kurtulacak ve Karadeniz barışı içindeki yerini alacaktır. Yaşanan gelişme, Karadeniz’e barış getirmenin ötesindedir. Yeni bir Dünya kuruluyor. ABD’nin dünya efendiliği iddiası çökmektedir. Dolar saltanatının sonuna gelinmiştir.”
Ukrayna’da yaşananlar dünyada büyük oranda tepkiyle karşılandı. Uluslararası kuruluşlar ve çok sayıda ülke Ukrayna’yı desteklediğini duyurdu. Rusya’yı ekonomik açıdan zayıflatmaya çalışan dünya devleri, pek çok ceza ve yaptırımı uygulamaya koydu. Ukrayna’ya silah ve para yardımları sürüyor. BMGK’da, 141 ülke tarafından kabul edilen kınamada Moskova'dan "tüm askerî güçlerin Ukrayna topraklarından derhal, eksiksiz ve koşulsuz olarak geri çekilmesi" talep edidi.
Ukrayna’ya desteğini ilk olarak dile getiren ülkeler arasında Türkiye, Hollanda, Almanya, Avusturya, Çekya, İngiltere, Macaristan, Bulgaristan, Avustralya, İspanya, İtalya, Japonya, Norveç, Finlandiya, Yunanistan, İsviçre, İsrail, İsveç, Libya, Kuzey Makedonya, Arnavutluk ve Kosova yer alıyor.
“Ukrayna, Rusya’nın güvenliğini hiçbir zaman tehdit etmedi. Şimdi bile, sizin topraklarınıza değil, topraklarımızdaki halkımıza barışı geri getirmek için her şeyi yapıyoruz.”
“Rusya’da bize saygı duymuyorlar. Ülkemizi bağımsız olarak görmüyorlar, değerlerimize ve kültürümüze saygı duymuyorlar. Özgürlük ve yaşama hakkımızın olmadığını düşünüyorlar. Biz buna karşı mücadele ediyoruz. Silahlarımız çok oldukça işgal altındaki topraklarımızı geri alacağız. Geçici olarak işgal ettikleri bölgeleri geri alacağız ve bu onlarca yıl sonra olmayacak. Topraklarımızı uzunca süre savunacak ülke haline geldik. Kazandığımızda Avrupa’daki en güçlü ve tecrübeli ordulardan biri olacağız.
Ukrayna’nın NATO’ya alınmaması büyük bir hataydı. NATO’ya alınmamız, ittifakı güçlendirir, Rusya’nın savaşı başlatmamasının garantisi olurdu. Rusya başka ülkeleri de işgal edecek. Bizim gibi yaşamın ölüme karşı zaferine inanan tüm uluslar bizimle birlikte savaşmalı. Bize yardım etmeliler, çünkü ilk sırada olan biziz.”
"Ukrayna sadece kendi bağımsızlığı için, kendi özgürlüğünü sürdürebilmek için savaşmıyor. Ukrayna, tüm özgür dünya ve özellikle eski Sovyet ülkelerinin bağımsızlığı için savaşıyor. Burada Gürcistan için de savaş var. Biz de ülkemizi korumak için savaşıyoruz.”
Rusya'nın Kırım'ı yasa dışı ilhak etmesinden sonra Sovyet dönemine benzer uygulamalar yaşandı. Türklere yönelik baskı uygulanmaya başlandı. Bu nedenle 30 bini aşkın Tatar Kırım'dan kaçmak zorunda kaldı. 2014'ten itibaren yaklaşık bir milyon Rus Kırım'a yerleştirildi. Rusya ile savaş, Kırım'ın işgalden kurtarılması için bir fırsattır. Ülkemizde yapılan sosyolojik araştırmalara göre, Ukrayna vatandaşlarının yüzde 95'i Kırım'ın bu savaş neticesinde işgalcilerden kurtarılmasından yanadır.”
“Rus hükümetinin soykırım terimini alaycı bir şekilde kötüye kullanmasını, sebepsiz saldırganlığını haklı çıkarmak için Ukrayna devletini Nazi rejimiyle ilişkilendirmesini şiddetle reddediyoruz.
Ukrayna devletini ve toplumunu idealize etmiyoruz. Diğer herhangi bir ülke gibi, aşırı sağcılar ve şiddetli yabancı düşmanı gruplar vardır. Ukrayna ayrıca acılı ve karmaşık tarihinin karanlık bölümleriyle daha iyi yüzleşmeli. Yine de bunların hiçbiri Rus saldırganlığını haklı çıkarmaz.”
“Rusya, Ukrayna'ya saldırdı. Bu vahşi bir savaş eylemidir. Kalbimiz, Ukrayna'nın cesur halkıyla birlikte. Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı planladıkları gibi gitmiyor. Ukraynalılar vatanlarını cesurca savunuyorlar. Ukrayna bu savaşı kazanabilir. Putin’in NATO’yu bölmek istemesinin aksine NATO her zamankinden daha güçlü ve bir aradayız. Ukrayna’ya askeri desteğin arttırılması gerekiyor.”
“24 Şubat’tan beri korkunç acı ve yıkım yaşanıyor, sivillere sistematik bombardımanlarla terör saçılıyor. Bu savaş kazanılamaz. Er ya da geç, savaş alanından barış masasına geçilmesi gerekecek. Bu korkunç, saçma savaş son bulmalı.”
“Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik haksız saldırısını şiddetle kınıyoruz. Bu karanlık saatlerde aklımız, bu sebepsiz saldırı ve yaşam korkusuyla karşı karşıya kalan masum kadınlar, erkekler ve çocuklar ile Ukrayna'da. Kremlin'i sorumlu tutacağız.”
“Rus askeri kuvvetlerinin herhangi bir gerekçe ve gereklilik olmaksızın Ukrayna'ya yönelik zalimce bir saldırıya başladı. Şu anda tüm Avrupa ve dünyadaki özgürlük için çok tehlikeli bir andayız. Putin, küresel barışın korunmasına yönelik tüm ilkelere saldırdı. Putin Batı'nın bir arada durup durmayacağını test ediyor. Biz bir arada duracağız ve yaptırımlarla ona ağır bedeller ödeteceğiz. Ukrayna'da Rusya ile çatışmaya girmeyeceğiz.”
“Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü korumak için verdiği mücadeleye destek veriyoruz. Askeri harekâtı kabul edilemez bulduğumuzu ve reddettiğimizi belirtiyorum. Uluslararası hukuka aykırı gördüğümüz bu adım, bölgenin barış, huzur ve istikrarına vurulmuş ağır bir darbedir.
İki devletin kökenleri, 13'üncü yüzyıla kadar varlığını sürdüren Kiev Knezliği (Dükalığı) adlı Doğu Slav devletine dayanıyor. Bu yüzden Putin sık sık “tek halktan” bahsediyor. Sonrasında Rusya, siyasi olarak bir imparatorluğa dönüşürken, Ukrayna kendi devletini kurmayı başaramadı. 17'nci yüzyılda, bugünkü Ukrayna topraklarının büyük bölümü, Rus İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi. İmparatorluğun 1917'de parçalanmasından sonra kısa bir bağımsızlık dönemi yaşayan Ukrayna, Sovyet Rusya'ya bağlı askerî birlikler tarafından yeniden fethedildi. 1922 yılında kurulan ve Ukraynalılar dahil 100'den fazla etnik grubu bünyesinde barındıran Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB), yüz ölçümü bakımından dünyanın en büyük ülkesi olarak 70 yıla yakın varlığını sürdürdü.
Ukrayna Ulusal Hafıza Enstitüsü verilerine göre, SSCB 'nin lideri Josef Stalin'in "kolektivizm" politikası sonucu 1932-1933 yıllarında yaşanan trajedide, Ukrayna nüfusunun yüzde 13'üne karşılık gelen yaklaşık 4,5 milyon kişi öldü.
Ukrayna’nın bağımsızlığını ilan ettiği 24 Ağustos 1991 tarihinden sonra iki ülke arasındaki ilk kriz 1992’de Karadeniz’e konuşlu bir donanma ile ilgili yaşandı. Aynı yılın haziran ayında Ukrayna bayraklı devriye gemisinin Odessa'ya gitmesiyle silahlı çatışmanın eşiğinden dönüldü. Rusya ile Ukrayna’nın birbirlerinin sınırlarını tanıdığı yıl olan 1997’den sonra bir süre ilişkiler sakin seyretti. Ukrayna’da 2004 yılında gerçekleşen ve Turuncu Devrim olarak adlandırılan olaylardan sonra siyasi çekişmeler “Batı yanlısı” ve “Rus yanlısı” iki bloğun oluşmasına sebep oldu. Aralık 2013’te dönemin devlet başkanı Rus yanlısı Yanukoviç’in AB ile serbest ticaret anlaşmasını imzalamayacağını duyurmasının ardından ülkede daha sonra Maydan Devrim olarak adlandırılacak protestolar başladı. Devamında yapılan hükümet değişimini Rusya darbe olarak kabul ettiğini duyurdu ve Kırım Yarımadası etrafında silahlanmaya başladı.
Ukrayna’ya bağlı Özerk Kırım Cumhuriyeti Parlamentosu Mart 2014’te bir referandum düzenleyerek %97’lik bir oran ile Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılıp Rusya’ya katılmasına karar verdi. Ardından Putin, Kırım’ın Rusya'ya dahil oluşunu kesinleştirdi. Bir ay sonra 40.000'den fazla Rus askerinin Ukrayna'nın doğusunda toplanmasıyla Donbas bölgesinde karışıklıklar yaşanmaya başladı. Aynı yılın eylül ayında Rusya, Ukrayna, Fransa ve Almanya'dan temsilciler, Donbas'taki karışıklıkların dinmesi amacıyla ilk Minsk Anlaşması'nı imzaladılar ancak anlaşma kısa sürede bozuldu. Şubat 2015’te 2. Minsk Anlaşması imzalandıysa da başarılı olamadı. 2014'ten bugüne 14.000'den fazla insan öldürüldü, on binlerce kişi yaralandı ve bir milyondan fazla kişi yerinden edildi. Kırım’ın Rusya’ya katılması ve Ukrayna doğusundaki çatışmalar, Ukrayna kamuoyunu Batı’ya doğru iterek NATO ve AB’ye olan ilgiyi güçlendirdi.
Nisan 2021’de Rusya’nın, askerî tatbikat amacıyla Ukrayna sınırlarına yaklaşık 100.000 asker göndermesinin ardından Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski NATO'ya dahil olmak için bir zaman çizelgesi belirlenmesi adına liderlere çağrı yaptı. ABD, Rusya tehdidine karşı Ukrayna egemenliği ve toprak bütünlüğüne bağlı olduğunu fakat Ukrayna’nın NATO'ya katılması için gereken şartların sağlanmadığını belirtti. Aralık 2021’de Biden’ın, Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek Rusya'nın Ukrayna’yı işgalinin ciddi sonuçları olacağını bildirmesinin ardından Putin, güvenlik talepleri yayınladı. Talepler, Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasının kalıcı olarak engellemesini, 1997'den sonra ittifaka katılan ülkelerde konuşlanmış NATO kuvvetlerinin geri çekilmesini içeriyordu. Şubat 2022 Biden, Almanya’dan Romanya’ya 1.000 ABD askerinin hareketini ve Polonya ve Almanya’ya 2.000 ek ABD askerinin konuşlandırılmasını onadı. Belarus, Ukrayna’nın kuzey sınırlarında konuşlanmış yaklaşık 30.000 Rus askeri ile 10 Şubat’ta ortak askeri tatbikata başladı. 21 Şubat’a gelindiğinde Putin, Ukrayna’nın ayrılıkçı Donetsk ve Luhanks bölgelerini tanıdığını açıkladı.
24 Şubat 2022, Rus birlikleri Ukrayna’nın doğusunda bulunan Donbas’ta askeri operasyona başladığı tarih oldu.
Ukrayna 1991 yılında Kuzey Atlantik İşbirliği Konseyi'ne, 1994’te Barış İçin Ortaklık Programı’na katıldı, 1997’de Ukrayna-NATO arasındaki yeni ortaklığı ortaya koyan “Ayrıcalıklı Ortaklık Şartı” imzalandı, 2002 yılında Ukrayna NATO’ya üye olma amacını açık bir biçimde deklare etti.
Ukrayna, 2008 yılında bir NATO Üyelik Eylem Planı ile entegrasyon için başvurdu. Haziran 2021 Brüksel zirvesinde NATO liderleri, 2008 Bükreş zirvesinde alınan Ukrayna'nın sürecin ayrılmaz bir parçası olarak MAP ile İttifaka üye olacağı ve Ukrayna'nın dış politikasını dış müdahale olmadan belirleme hakkının olduğu kararını yinelediler.
1999 Çekya, Macaristan, Polonya
2004 Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Slovenya
2009 Arnavutluk, Hırvatistan
2017 Karadağ
2020 Kuzey Makedonya
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği internet sitesinde yayımlanan verilere göre Rusya-Ukrayna savaşında 24 Şubat-3 Haziran arasında 4 bin 183 sivil yaşamını yitirdi, 5 bin 14 sivil yaralandı. Hayatını kaybedenler arasında 268 genç ve çocuk yer alıyor. OHCHR, yoğun çatışmaların sürdüğü bazı yerlerden bilgi aktarımının gecikmesinden kaynaklı gerçek rakamların yüksek olabileceğini belirtiyor.
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov’un açıklamasına göre Ukrayna’nın kayıpları:
190 uçak
129 helikopter
3 bin 424 tank ve zırhlı araç
473 çok namlulu roketatar
Bin 795 obüs ve havan topu
3 bin 446 özel askeri araç
Ukrayna Genelkurmay Başkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre Rusya’nın kayıpları:
31 bin 250 asker
211 uçak
176 helikopter
1386 tank
3 bin 400 zırhlı araç
690 top
207 roketatar
96 hava savunma sistemi
2 bin 395 araç
13 gemi ve hafif sürat teknesi
551 insansız hava aracı
125 seyir füzesi
Not: Sayılar 24 Şubat-6 Haziran arasını kapsamaktadır, verilerin tarafsızlığı kontrol edilebilir değildir.
Rusya
Aktif asker 850.000
Tank 12.420
Savaş helikopteri 544
Savaş uçağı 772
Zırhlı araç 30.122
Top 7.571
Ukrayna
Aktif asker 200.000
Tank 2.596
Savaş helikopteri 34
Savaş uçağı 69
Zırhlı araç 12.303
Top 2.040
Kaynak: Global Firepower
Rusya ve Ukrayna heyetleri, ateşkesin sağlanması için Belarus’ta Gomel ve Brest şehirlerinde 3 defa, Türkiye’de İstanbul’da 1 defa yüz yüze müzakerelerde bulundu.
Rusya’nın Ukrayna’dan talepleri:
Görüşmelerde ilk dört maddede ilerleme kaydedildi ancak son iki madde Ukrayna tarafından kabul edilebilir değil. Zelenski, ateşkes ve Rus askerlerinin çekilmesi karşılığında Kiev'in de NATO üyeliğinden vazgeçebileceğini söylemişti.
Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak, 17 Mayıs’ta yaptığı açıklamada müzakere sürecinin askıya alındığını aktardı.
“Müzakere süreci Ukrayna’da olayların nasıl geçmekte olduğuna bağlı. İstanbul Bildirisi’nden sonra önemli bir değişiklik veya ilerleme olmadığı için süreç askıya alındı. Rusya hala basmakalıp düşüncesini koruyor. Rusya, savaşın 82. gününe gelindiğinde bile genel olarak Ukrayna'daki durumun en başından beri düşündükleri ile aynı olmadığını anlamadı. Ancak şunu vurguluyorum, herhangi bir savaş yine de müzakere masasında sona erecektir.”